Andersen’in Masalları / Can YücelMasal dediğin böyle havada olurKış kıyamet diz boyu karÜstelik yılbaşı Bir taksi çekmişler kenara Işık mışık hak getire İşin iş dedim masalcı başı
Ossaat çaktım ilk kibriti Elimde tanrısal bir ışık belirdi Uzatmayalım traşı
Ne nur yüzlü ana ne noel ağacı Suratından düşen bin parça İçerde Amerikan onbaşı
Andersen’in Kibritçi Kızı kucağında Belli derdi yok soğuktan yana Açılmış kıçı başı
İkinci kibrit mi allah etmesin Çocuk muyum Andersen miyim ben Acele kırdım ordan kirişi
Yeni yılın kutlu olsun ibrikçi başı
* * *
Şehitlik / Oktay Rifat Horozcu
Akraba ölülerin kılığında geliyorlar Kolayca girmek için odama. Bir bakıyorum amcam, kardeşim, Bir bakıyorum Polonyalı bir gedikli çavuşu Ve derhal konuşuyor: "Bir kızım vardı beş yaşında. Ölmüş şimdi beraberiz. Lâkin içi sıkılıyor burada; Ellerini Varşova’da unutmuş Çenber çeviremiyor.”
* * *
Tabutçu Dükkanı / Melih Cevdet Anday
Yeni tabutlarımız geldi Bayanlar için baylar için Çocuklar için büyükler için Kısalar, uzunlar, şişmanlar için Boy boy, biçim biçim Yaldızlı, kakmalı, hâreli Tabutlarımız geldi 1952 modeli
* * *
23 Sentlik Asker / Nazım Hikmet
Mister Dalles, sizden saklamak olmaz, hayat pahalı biraz bizim memlekette. Mesela iki yüz gram et alabilirsiniz, koyun eti, Ankara'da 23 sente,
yahut iki kilo kuru soğan, yahut bir kilodan biraz fazla mercimek, elli santim kefen bezi yahut, yahut da bir aylığına yirmi yaşlarında bir tane insan.
erkek, ağzı burnu, eli ayağı yerinde, üniforması, otomatiği üzerinde, yani öldürmeğe, öldürülmeğe hazır, belki tavşan gibi korkak, belki toprak gibi akıllı belki gençlik gibi cesur, belki su gibi kurnaz (her kaba uymak meselesi) , belki ömründe ilk defa denizi görecek, belki ava meraklı, belki sevdalıdır. Yahut da aynı hesapla Mister Dalles (tanesi 23 sentten yani) satarlar size bu askerlerin otuz beşini birden İstanbul'da bir tek odanın aylık kirasına, seksen beş onda altısını yahut bir çift iskarpin parasına. Yalnız bir mesele var Mister Dalles, herhalde bunu sizden gizlediler: Size tanesini 23 sente sattıkları asker mevcuttu üniformanızı giymeden önce de, mevcuttu otomatiksiz filan, mevcuttu sadece insan olarak mevcuttu, tuhafınıza gidecek, mevcuttu hem de çoktan mı çoktan, daha sizin devletinizin adı bile konmadan. Mevcuttu, işiyle gücüyle uğraşıyordu, mesela, Mister Dalles, yeller eserken yerinde sizin New-York'un, kurşun kubbeler kurdu o gökkubbe gibi yüksek, haşmetli, derin. Elinde Bursa bahçeleri gibi nakışlandı ipek. Halı dokur gibi yonttu mermeri, ve nehirlerin bir kıyısından öbür kıyısına ebemkuşağı gibi attı kırk gözlü köprüleri. Dahası var Mister Dalles, sizin dilde anlamı pek de belli değilken henüz, zulüm gibi, hürriyet gibi, kardeşlik gibi sözlerin, dövüştü zulme karşı o, ve istiklal ve hürriyet uğruna ve milletleri kardeş sofrasına davet ederek, ve yarin yanağından gayrı her yerde, her şeyde, hep beraber, diyebilmek için, yürüdü peşince Bedreddin'in O, tornacı Hasan, köylü Mehmet, öğretmen Ali'dir. kaya gibi yumruğunun son ustalığı: 922 yılı 9 eylülüdür. Dedim ya Mister Dalles, Herhalde bütün bunları sizden gizlediler. ucuzdur vardır illeti. Hani şaşmayın, yarın çok pahalıya mal olursa size, bu 23 sentlik asker, yani benim fakir, cesur, çalışkan, milletim, her millet gibi büyük Türk milleti. |